Al Jazeera Turk'te yayınlanan http://www.aljazeera.com.tr/al-jazeera-ozel/maraba-yine-maraba-kaldi haberine yaptığım yorum:
Sayın İrfan Bozan Bey'in nezdinde Al Jazeera Turk ailesine, aslında gazeteciliğin ne olduğunu gösteren bu tür yayınlarından dolayı şükranlarımı sarak başlamak istiyorum.
Sayın İrfan Bozan Bey'in nezdinde Al Jazeera Turk ailesine, aslında gazeteciliğin ne olduğunu gösteren bu tür yayınlarından dolayı şükranlarımı sarak başlamak istiyorum.
İktisat alanında çalışan bir akademisyen
olarak; çalışma alanlarımızı zenginleştirecek, yeni araştırma alanları ve
konuları ortaya çıkarabilecek, diğer taraftan ortaya koyduğumuz teorik bilgi ve
çıkarımların sınanabileceği bu tür derinlikli analizlere ülke olarak hiç
olmadığı kadar ihtiyacımız olduğu kanısındayım.
"Maraba Yine Maraba Kaldı" yazısında gün yüzüne çıkan gerçeklerin
bölge insanının dışında ülkenin geri kalan insanlarının da ilgisine ve
bilgisine sunulmasının, hem karar alıcıların uyguladıkları politikalarını
revize etmesine, hem de iktisat ve sosyoloji gibi alanlarda akademik çalışma
yapan kimselerin konvansiyonel bilimsel tezlerin dışına çıkan bu tür
"Türkiye gerçekliklerine" daha fazla eğilmesi gerektiğini vurgulaması
açısından çok önemsiyorum.
Diğer taraftan ise, bahse konu yazıda belirtilen " kent sosyal ve ekonomik gelişmişlik sıralamasında 81 il
içinde 68’incilikten 73’üncülüğe geriledi." bilgisinin, materyal kalkınma
ile insani/sosyal kalkınma arasında her zaman doğrusal bir ilişki olamayabileceğini
vurgulaması açısından kayda değer bulduğumu belirtmeliyim.
Zira
iktisat çevrelerinin son zamanlarda yoğun olarak tartıştığı konulardan birisini
de, "Beyond GDP/GSYH ve Ötesi" olarak adlandırılan ve
kalkınma/gelişmişlik endeklerinin halihazırda içerdiği metriklerin sosyal ve
insani alanları kapsayacak şekilde genişletilmesi oluşturmaktadır.
Türkiye,
veya diğer gelişmekte olan ülkelerde yoğun olarak vurgulanan ve temel hedef
olarak alınan Materyal Kalkınma/GSYH artışı , gitgide yerini sosyal ve insani
gelişmişliği içeren yeni indikatör setlerine bırakmakta. Bu cümleden olmak
üzere, AB tarafından geliştirilen ve bölgesel olarak uygulamaya konulan "european social
progress index/avrupa sosyal kalkınma endeksi"ne http://ec.europa.eu/regional_policy/en/information/maps/social_progress
adresinden konu hakkında daha ayrıntılı bilgi almak için başvurulabilir.
İrfan Bozan Bey'in de konunun farklı paydaşları ile de yaptığı görüşmeler,
toplamda Şanlıurfa bölgesinde gelirin arttığını, bu gelirin kişi başına düşen
geliri de -teorik olarak- artırdığını göstermekte, bölgede gelirin artmasının
ise geleneksel birincil yatırım araçlarına (arsa ve ev) olan talebi ve dolayısı
ile fiyatları artırdığına dikkat çekilmektedir. Fakat sadece bir kısım toprak sahibinin
gelirinin artması ve halkın çoğunluğunun bu imkanlardan yoksun olması
neticesinde, fiyat artışlarının ortalama Şanlıurfa halkına negatif olarak
yansıdığı görülmektedir. Sonuç olarak GAP projesinin temel amacının bu haberin
ortaya koyduğu üzere ıskalanabileceğini gerçeği, bu bölgede daha ayrıntılı ve
farklı disiplinleri içerene araştırmaların yapılmasını ve izlenen politikaların
tekrar gözden geçirilmesini bizlere hatırlatması açısından oldukça büyük bir
öneme haiz.
Bununla birlikte, GAP projesi çerçevesinde veya buna paralel olarak yapılan
altyapı çalışmalarının sosyal ve insani kalkınmaya yaptığı katkıların
(yeni derslikler, altyapı yatırımları, sağlık yatırımları vs.) materyal
iyileşme ile ayrıştırılarak araştırılmasının da gerekli olduğu kanısındayım.
Bu vesile ile, günümüz Türkiye basınında gerçekten büyük hasretini
çektiğimiz bu tür çalışmaların daha da artması temennisiyle, Sayın İrfan Bozan
Bey'e harcadığı emek için tekrar teşekkür ediyorum.
Dr. Seyithan Ahmet Ateş
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder