21 Ekim 2015 Çarşamba

Ne Yapmalı?


Bugün rastladığım bir yazı uzun zamandır benim de cevabını aradığım bir soruyu içeriyor. Ne yapmalı? Öğrencilerin sadece üniversitedeki derslere değil, genel olarak bilime ve eğitim aldıkları alana karşı ilgilerini çekebilmek ve derslerin verimli olmasını sağlamak için nasıl bir yol izlenmeli? Bu konuda özellikle öğrenci arkadaşların tavsiyelerini bekliyorum. Bugün rastladığımı söylediğim kısa yazı ise şu şekilde:


Üzücü bir konu

Beni çok üzen bir konuyu paylaşmak istiyorum. Belki üzüntüm azalır.
Bu yıl Galileo'nun ilk defa teleskop ile gözlem yapışının 400. yıl dönümü. Bu sebepten bu yıl Uluslararası Astronomi yılı. Bütün ülkelerde etkinlikler yapılıyor. Bizde de ODTÜ'de (TÜBİTAK'ın yarım yamalak desteği ile) 20-21 Mayıs tarihlerinde iki gün süreli seminer yapıldı. Seminer sırasında sergi, planetaryum gösterisi, teleskop yapım atölyesi çalışmaları ve radyo ODTÜ'nün mizahi bir söyleşisi de vardı. Oğlumun daveti üzerine koşa koşa gittim.
Seminer ODTÜ kongre merkezinde yapılıyordu. Toplantıda etkinliği düzenleyen ODTÜ Astronomi Topluluğu ve konuk konuşmacılar vardı. Ayrıca konuk olarak galiba ben dahil üç kişi ...
(Parantez içi 3) Neden?
İhtimaller
1. Etkinlik duyurulmadı mı? Hayır. Ankara Radyosu'ndan bile duyuruldu.
2. Seminer salonu sapa bir yerde miydi? Hayır, ODTÜ Kongre Merkezi üniversitenin en merkezi yerinde.(Bizim zamanımızda yoktu.)
3. Sınav dönemi miydi? Hayır. Genellikle ikinci midterm sınavları bitmiş. Finallere daha iki hafta var.
4. Seminer dili ağır mıydı? Hayır. Tam tersine, dil merak eden herkesin anlayabileceği bir dildi. Formül filan da yoktu.
ODTÜ hala ülkemizin en yüksek puanla öğrenci kabul eden üniversitelerinden biri. Kuramsal olarak, bu öğrenciler yaşları gereği en meraklı oldukları dönemi yaşıyorlar. Fakat ilgisizler. Çünkü bu etkinliğin onlara parasal kazanç olarak dönmeyeceğini biliyorlar. 1980 sonrası gençlerimize kazandırdığımız kültür bu. Özellikle öğretim üyesi arkadaşların dikkatini çekmek isterim, bu gidiş iyi gidiş değil.
Lütfen karamsarlığımı giderecek bir şeyler söyleyin. Esenlikler dilerim..

Nedim Ardoğa

1 yorum :

  1. Kendi düşüncem, eğer bir şahsın bilimle ilgili az çok ya da hiç bir bilgisi yok ise, bilim onun için sadece karmaşık formüller ve denklemlerden ibaret olur ve ilgisi olmaz. Eğer ki bilimin hayatın bir parçası olduğunu, formüllerden ve karmaşık denklemlerden sıyırarak, gündelik hayatlarımızdan örneklerle pekiştirerek anlatırsak kişinin ilgisi artar.

    Bilim ile ilgili çoğu şeyler yazılar, kitaplar, romanlar, karikatürler... bilim ile alakalı insanlara yönelik olmuştur. Örneğin, yazın okuduğum "Tanrının Formülü" adlı kitap, kitap benim açımdan çok güzeldi, teorik olarak bildiğim bilgilere başka bir bakış açısından bakabilmiş ya da pratikteki sonuçlarını ön görebilmiştim. Bu kitaptaki tüm formülleri atıp sadece teorileri "basit bir dille" anlatsalardı herkese hitap edebileceğini düşünüyorum.

    Paylaştığınız yazı için... İnsanlar-öğrenciler ön yargılı. Misal, anneme gel desem kızım ben ne anlarım bilimden der ya da bilim ile alakası olmayan bir arkadaşıma.

    Çoğu öğrenci bilim-kurgu tarzında film izler hatta bayılır. Bilim- kurgu filmlerinde kimsenin farkında olmadan öğrendiği, gördüğü birçok bilimsel faaliyetler var, bazıları ismi ile geçiyor bazıları geçmiyor. Filmler üzerinden gidersek de öğrencilerin dikkatini çekebileceğimizi düşünüyorum.

    YanıtlaSil